31 Mayıs 2016 Salı

BÜRYAN KEBABI


Bitlis ve Siirt'e özgü olan Büryan kebabı İstanbul da Fatih de buraları aratmayacak lezzette bulabilirsiniz.Odun ateşinde yer altında tütsülenerek hazırlanan bu kuzuları yemek için Siirt ve Bitlis'e kadar gitmenize gerek yoktur.Büryan kebap sevenler nerede yenileceğini de çok iyi biliyorlar.Bizde bir bilene sorarak Fatih de Gül Büryan'ın yolunu tuttuk.

Gül Büryan,Fatih'te eski Kadınlar Pazarı,şimdiki ismi ile İtfaiye caddesi olarak bilinen yerde bir sürü Büryancı arasında bulunuyor.İlk hizmet veren lokantalardan biri olarak biliniyor.1977 yılında kurulmuş ve o yıldan itibaren Büryan sevenlere hizmet veriyor.Kurucusu Tahsin Eldemir.

Büryan Kebabı nedir?Nasıl ve Neden yapılır?

İç organları alınmış kuzu,dikey bir vaziyette çengellerle önceden kızdırılan kuyulara sarkıtılır ve kuyu kapatılır.Bu rutin her sabah erken saatlerde yapılan bir şeydir.Zira Büryan aslında Bitlis ve siirt halkı için kahvaltıdır.Kadınlar pazarına sabah 11.00'de giderseniz,en taze Büryan'ı yiyebilirsiniz.


Büryan'ı tercihinize göre kemikli ve kemiksiz olmak üzere iki şekilde yiyebilirsiniz.Çocukluğunuzda Tarkan'ı okuduysanız içinizdeki göçebe avcı duygusunu yaşamak istiyorsanız kemikli olanını tercih ediniz.Büryan Siirtliler'in fazla olduğu kadınlar pazarında bulunmasına rağmen,aslında Bitlis'e has bir yemektir. Bitlislilerden sonra Siirtliler bu yemeği yapmaya başlamışlardır.

Yapımı oldukça zahmetli olan büryanı yemesi bir o kadar kolay,tırnaklı pideler eşliğinde sunulan bu yöresel yemeği yemek isterseniz Fatih'te kadınlar pazarına gelerek Gül Büryan'a mutlaka gidiniz.Hatta fazlaca vakit kaybetmeden ilk fırsatta bu olağanüstü yemeği tatmalısınız.

Kaynak:Salih Seçkin Sevinç-harbi yıyorum adlı kitabı.


GÜL BÜRYAN KEBAP SALONU

Hüsambey mahallesi İtfaiye caddesi No:37/B Kadınlar Pazarı-Fatih/İstanbul




29 Mayıs 2016 Pazar

VİETNAM


Aşağıda Vietnam gezim ile ilgili kısa bilgiler bulacaksınız.Ancak makalemi okumadan önce YouTube kanalımda bulunan Vietnam ile ilgili düzenlediğim video görselini mutlaka izlemelisiniz.

https://www.youtube.com/watch?v=st9hNK44y7g


Dünyada nerelere gitmeli?Hangi ülke enteresan ve ilgi çekici olabilir? bu soruların cevabını ararken kendimi Vietnam da buldum. Ho Chi Minh eski adıyla Saygon olan bu kent Vietnam'ın en kalabalık şehri ve 1975 yılına kadar Vietnam'a başkentlik yapmış.

İnsanın bu şehri görüp etkilenmemesi imkansız, bu güler yüzlü insanların bağımsızlık mücadelesi için verdikleri savaş takdir edilmesi gereken en önemli özellikleri.Vietnam da orman içinde yokluklarla sürdürdükleri bağımsızlık savaşını dinledikçe hayranlığınız bir kat daha artıyor bu insanlara.Amerika ile yaptıkları insanüstü savaşları bizim kurtuluş savaşımızı hatırlatıyor..Onurlu ve yürekli her millet vatanı için bu savaşı veriyor.

Savaş zamanını anlatan tüm müzeleri gezdiğimi söyleyebilirim.Kullandıkları Tank ve silahlardan tutun,kendilerine özgü oluşturdukları zekice olan tuzakların hemen hemen hepsini gördüm.Açtıkları tüneller içerisinde Amerikalı askerlere gözükmeden günlerce yaşamalarını ve zaman zaman tuzakların içine askerleri
nasıl çektiklerini yerinde gördüğümü söyleyebilirim.

Vietnam sadece sahip olduğu tarihten ibaret değil tabi ki,burada gece hayatı son derece eğlenceli ve enteresan.Gece kulüpleri sabahlara kadar açık istediğiniz gibi eğlenebilirsiniz.Teknelerden oluşturulan restaurantlar ile gezerek çeşitli uzak doğu yemeklerini tadabilirsiniz.

Bizim için yemek konusunda en ilgi çekici olanı Vietnam halkının  yediği köpek eti.Köpek etine olan ilginin sebebi insanları dinç ve uykusuz tutması ve bunun etkisini köpek etini yer yemez hissetmeniz. Tayland'dan kamyonlarla getirilen köpekler burada kesilerek et olarak yeniliyor.En çok taksicilerin tercih ettiği söyleniyor.Bunun sebebi uzun süreli taksi kullanmaları.

Saygon halkının motor tutkusunu caddelerde kullanılan değişik marka motorlardan anlarsınız.Halk'ın hemen hemen hepsi motor kullanıyor ve ailece hepsi bir motorun üzerinde seyahat ediyorlar.Caddeyi karşıdan karşıya geçerken üzerime gelen motor yığınından hep korktum ama hiç çarpan olmadı.Araç kullanımı hemen hemen yok gibi,bir yerden bir yere hep motor ile seyahat ediliyor.

.

28 Mayıs 2016 Cumartesi

UYKULUK YEMEK İSTİYORSANIZ BEYOĞLU ÖMÜR RESTAURANT


Uykuluk sevenler için tavsiye edebileceğimiz en özel yerlerden biri ömür Restaurant. Her balığın bir mevsiminin olduğunu hepimiz biliriz,uykuluk denilen bu güzel lezzetinde kendine özgü bir zamanı var.Mevsimlerden uykuluk geldi mi hepimiz canımız uykuluk istediğinde Sütlücenin yolunu tutarız.

Salih Seçkin Sevinç harbi yiyorum adlı kitabında Ömür Restaurant için övgü dolu sözlerle bahsederken,söyle ifade ediyor.
"Hatta biz ne sadrazamlar,ne veziriazamlar,ne sancaktar beyleri gördük ama en nihayetinde huzur ve mutluluğu Ömür Restaurant'ta bulduk.Uykuluk bizce başlı başına bir ritüel sevgili dostlar. Mesela bize en büyük üç sakatatı say derseniz hiç şüphesiz;İşkembe,kokoreç ve uykuluk deriz!Bu yüzden de uykuluk'a gerekli itibarı göstermeyeni sakatatçı saymayız."

Böyle itibarlı bir uykulukçu ararken Ömür'ü bulduğunu anlatıyor  yazılarında.Ömür restaurant'ı 80 yaşlarında Koca Yusuf lakaplı bir amca ile Nazlı nine ve gelinler,yeğenler,torunlar hep beraber çalışarak işletiyor.

Mangalın önünde önceden haşlanarak hazırlanmış ve fazla yağlarından arındırılmış fındık uykuluklar devamlı bulunur.Pişirmesi ihtisas isteyen bu uykuluklar pişirilmesi en zor olanlardır.Sürekli çevrilmesi gerekir.35 yıldır bu işi yapan Koca Yusuf için bunları pişirmede bir sıkıntı yok.

Sizde canınız uykuluk istediğinde Koca Yusuf'un mekanı Ömür Restaurant'ı mutlaka ziyaret ediniz.Aşağıda sizlere adres ve telefon numaralarını yazacağım.Gideceklere şimdiden afiyet olsun.

Sütlüce mahallesi Karaağaç caddesi No:8 Beyoğlu/İstanbul
Tel: 0212 256 68 36







27 Mayıs 2016 Cuma

ÇEŞMEDE MAVİ İLE YEŞİLİN BULUŞTUĞU NOKTA



SAKIZ ADASI MANZARASIYLA GÜNEŞİN BATIŞINI İZLERKEN MUHTEŞEM BİR TATİL SİZİ BEKLİYOR.

CESHME PLUS OTEL

İşte size çeşmede yeşilin maviyle buluştuğu noktada rüya gibi bir tatil fırsatı.Denize sıfır konumlu otelin kumsal plajından Sakız Adası'nı karşınıza alarak güneşin batışını izlerken,sevdiklerinizle unutulmaz bir tatil geçirebilirsiniz.

Çeşme'nin en gözde otellerinden biri olan Ceshme Plus,huzur ,lüks ve rahatlığı bir arada sunuyor,Ege Denizi ile çevrili otel,deniz kenarında bulunan plajı ile,şehirden uzak,yeşil doğasının içinde kaybolabileceğiniz bir ortam sunuyor ve otelde  gün batımını mutlaka izlemelisiniz bu güzel görüntü karşısında büyüleneceğinizi tahmin edebilirsiniz..Otel tatlı su ve tuzlu su havuzu olmak üzere sizlere iki alternatf sunuyor.Denize kum plajdan veya platformdan girme opsiyonları bulunuyor.


Ceshme Plus otel'in toplam 73 odası var.Tüm odalarda balkon mevcut olup,hepsinde deniz manzarası mevcut. Ceshme Plus Otel'de Meshk+odası özellikle balayı tatilleri için tercih ediliyor.Balayına çıkacak yeni evlilere önerebileceğimiz otel de Restaurant'da Egenin ve Akdeniz'in yöresel yemeklerinin seçkin lezzetlerini tadabilir,barda istediğiniz içkileri hazırlatıp plajda veya havuz başında içerek serinleyebilirsiniz.

www.ceshmeplushotel.com adresi ile rezervasyon yaptırabilirsiniz.

T:90 232 723 30 35
 Ilıca Plajı Sonu Şifne Yolu Üzeri Çeşme/İzmir







26 Mayıs 2016 Perşembe

ALAÇATI CADDE 75 OTEL



 Yaz tatilinin yaklaştığı günlerde,hepimiz tatil planlarını yapmaya başladık. Ege'nin en çok tercih edilen beldelerinden biri olan Alaçatı'da modern ve sofistike bir soluk, Cadde 75 otel sizlere önerebileceğim en enteresan butik otellerden biri.Özel emek harcanarak oluşturulduğu her halinden belli olan bu güzel konaklama yeri,büyükşehir yaşamından bunalarak kaçan bir çiftin meydana getirdiği keyifli bir adres.

Yüksek tavanlı odalar,banyolarda kullanılan doğal seramik,özenle seçilmiş ketenler ve sakız gibi nevresimler otelin şık düzenini,ahengini ve samimi ortamı öne çıkarıyor.Zeytin ağaçlı ve begonvilli geniş bahçesi ile dinlenceye davet ediyor adeta.

Kuşların doğaya tercuman olan sesi eşliğinde güneşin tadına varılabilir,havuzun keyfini sürebilir,gazebonuzda,yumuşacık minderlerin üzerinde uzanırken gazetenizi okuyabilir;ev yapımı,taze naneli,buz gibi limonatanızı yudumlarken hayallere dalabilirsiniz burada.İştah kabartan kahvaltılar ise yine bu bahçede servis ediliyor.

Sizde tatilinizi bu güzel butik otelde geçirmek istiyorsanız  www.cadde75otel.com adresini ziyaret ederseniz rezervasyon yaptırabilirsiniz.

İnönü bulvarı No:79  Alaçatı/İzmir.




24 Mayıs 2016 Salı

SURA DESIGN HOTEL


İSTANBUL BUTİK OTELLER SURA DESIGN HOTEL

Butik otelleri tanıtımına yönelik içerik paylaşımlarıma devam ediyorum.Bugün sizlere tarihi ve lüksün içerisinde bulunan konumu ile harika bir butik oteli tanıtacağım.

Otel çevresindeki Topkapı Sarayı,Sultanahmet Camii,Basın Müzesi ve Ayasofya'yı gezmeyi unutmamalısınız.Tarih ve lüksün içerisinde yer alan konumu ile mükemmmel bir konaklama yeri Sura Desıgn Hotel. Sultanahmet'te misafirlerine tarihi yolculuğun ve huzurlu bir tatilin kapılarını misafirlerine açıyor.Eski İstanbul'un değerlerini yansıtan tasarım anlayışına sahip otelin hem iç hem de dış cephesinde Osmanlı saraylarının izlerini görebiliyorsunuz.Altın varak,oteli lüks'ünü temsil ettiği gibi;havuz,bahçe,restoran ve odalarda da aynı çizgiyi görmek mümkün.Hizmetlere gelince tıpkı saraylardaki gibi en ince detayı düşünen ve her misafiri özel gören misyonla bezenmiş.

Sauna,hamam veya havuzda günün yorgunluğunu atabilirsiniz.Ya da şömine karşısına veya bahçeye geçerek geleneksel Türk kahvesi eşliğinde kitabınızı okuyabilirsiniz.

Otel içerisinde bahçe,teras,yüzme havuzu,spa,fitness merkezi,restoran,wireless,tv,klima sunulan hizmetlerin içerisinde yer almaktadır.

www.suradesignhotel.com

Dereyolu caddesi Alemdar Mah.Ticarethane sk.No:45 Fatih-İstanbul

23 Mayıs 2016 Pazartesi

RENATA BUTİK OTEL


Türkiye de bulunan butik otelleri sizlere bloğumda tanıtmaya çalışacağım.Otellerin sahip olduğu özelliklerden kısaca bahsedeceğim makaleler ile sizlere konaklama açısından faydalı olacağını tahmin ediyorum.

Taksim'in hareketli,nostaljik ve eğlenceli dünyasına metro ile sadece 4 dakika uzaklıkta bulunan Renata otel sizlere tanıtacağım ilk butik otel.

Tarihe yön veren medeniyetlere yıllar boyu ev sahipliği yapmış İstanbul'da merkezde ev sıcaklığında,göz alıcı bir dünya..Ev formatında tasarlanmış geniş ve lüks odalar,önemli tarihi,kültürel ve turistik duraklara hakim konum,kaliteli hizmet Renata Boutique Hotel'in çatısı altında. Osmanbey'de konumlanan otel,genişliği 45-125 metrekare arasında değişen şık tasarımlı ve kullanışlı odalara sahip.Odaların tamamında oturma alanları,banyo,çalışma masaları,LCD TV ve ücretsiz WI-Fİ bulunuyor.

Le Cordon Bleu ve Mutfak Sanatları Akademisi mezunları tarafından özenle hazırlanan Türk ve Dünya lezzetleriyle damağınızı şenlendirin.Spa,sauna ve buhar odasında rahatladıktan sonra tropikal meyve kokularıyla zenginleştirilmiş macera duşunda serinleyin

RENATA BOUTIQUE HOTEL

Nakiye Elgün Sk.No:44 Şişli/İstanbul

www.renatahotel.com

Kaynak:Butik Oteller Kitabı

TATBAK NİŞANTAŞI BİR KEBAP KLASİĞİ


Nişantaşı ve çevresinde ikamet eden veya iş yeri sahibi olup bu tarihi  kebapçıyı bilmeyen yoktur.Yıllardır Nişantaşı veya çevresine yolum düştüğünde, zaman zaman uğrarım bu güzel  kebapçıya. Enteresan olan servis yapan elamanların uzun yıllardır burada çalışması ve işlerini mükemmel şekilde yapmaları.

Nişantaşı gibi güzide semtlerimizden birinde iyi lahmacun yemek isterseniz "Tatbak" çok güzel bir tercih olacaktır.İstanbul sınırları içerisinde yiyebileceğiniz en temiz ve lezzetli lahmacunlardan birini Tatbak ta yiyebilirsiniz.

1960 yılında küçük bir dükkan olarak hizmete başlayan Tatbak şu anda iki katlı ve yaklaşık 100 kişiye aynı anda hizmet verebilecek kapasiteye sahip. Tatbak'ın lahmacunları normal lahmacunlardan çok daha büyük ve ince hamuru sayesinde çıtır çıtır.İçindeki malzeme çok kaliteli bu nedenle Fiyatı da emsallerine göre pahalı.

Tatbak'a gelip de Ezo gelin çorbasının tadına bakmadan sofradan kalkmayınız, son derece lezzetli ayrıca beraber servis edilen  yanındaki sıcak pide ise ayrı bir tat.

Her kebapcı da bulacağınız çeşitli kebapların yanında,özel olarak yapılan pide çeşitleride Tatbak'ın denenmesi gereken diğer tatları.Bir çok mekan açılır açılmaz kapanırken,Tatbak 60 yıla yakın süredir hizmet vermekte ve gerçekten gördüğü ilgiyi hak etmekte. Tatbak'ın bütün çeşitlerini tatmanızı tavsiye ediyorum. Nişantası ve çevresine işiniz düştüğünde mutlaka bu sıcak mekana gitmelisiniz.

TATBAK:

Teşvikiye Mah.Valikonağı Cad.Akkayak sk.No:28/A  Şişli-İstanbul

20 Mayıs 2016 Cuma

BALAT'TA KÖFTECİ ARNAVUT


MAVİ KÖŞE LOKANTASI(KÖFTECİ ARNAVUT)

İstanbul da her yerde köfte var ama biz sıra dışı güzelliklere sahip olan köfteleri sizlere tavsiye ediyoruz. Balat'ta köfteci Arnavut bunlardan biri.Halk lokantasının bütün özelliklerini taşıyor bu şirin tarihi lokanta.Kuruluş tarihi 1937 olan lokanta ilk ismi olan Mavi köşe lokantası olarak hizmet veriyor.Halk arasında zamanla köfteci Arnavut ismi ile nam salmış.

Balt'ta hangi mekana gitseniz tarihi olduğunu söylerler.Zaten sizde bu mekanların tarihi olduğunu hissedersiniz.Köfteci Arnavut yol üzerinde köşede küçücük bir dükkan.Küçük küçük köfteler yanında menüsünde işkembe çorbası,Arnavut ciğeri,piyaz ve balkanların ünlü tatlısı Trileçe bulunuyor.Arnavut ciğeri
 müdavimlerinin kuyruğa girdiği ve haftanın iki günü yapıldığı bir lezzet. Trileçe tatlısı şu anda İstanbul da birçok yerde yapılıyor ama burada mutlaka yemenizi tavsiye ediyoruz.

Trileçe haftanın 6 günü yapılıyor.Cumartesi günleri yapılmıyor.Gün içerisinde saat 16'ya kadar servis var bu saatten sonra  yiyecek bir şey kalmadığı için kapatılıyor.

Salih Seçkin Sevinç kitabının bir bölümünde Ali ustanın keyifli sohbetlerinden de bahsediyor.Halk lokantası olan bu güzel mekanda Necdet ve Ali İştay kardeşlerin dolu dolu hayat hikayesi var.Dile kolay tam 80 yıldır var olan bir mekan burası 1937 yılından beri hizmet veriyor.

Balat'ta Mürselpaşa caddesi üzerinde eski bir binanın altında buluna bu mütevazi köfteci dükkanı'nın ismi Mavi Köşe Lokantası.

Mürselpaşa caddesi no:139 Balat-İstanbul

Kaynak:Salih Seçkin Sevinç      Harbi-Yıyorum




EMİNÖNÜ'NDE ETSİZ ÇİĞ KÖFTE VE ALİ USTA


ETSİZ ÇİĞ KÖFTE

Bu hafta sizlerle paylaşacağım içeriklerin büyük çoğunluğunu yemek mekanlarının tanıtımı oluşturacak.Bütçenize uygun restoranlar ile bu mekanların  son derece lezzetli yemeklerini  bir hafta boyunca sizlere tanıtacağım.Son dönemlerde önemli yayınlara imza atan Salih Seçkin Sevinç'in harbi yiyorum adlı kitabından kaynak olarak faydalanacağımı bilmenizi isterim.

ÇİĞ KÖFTECİ ALİ USTA
                         EMİNÖNÜ              

Çiğ köfte sevenler için en büyük problem kullanılan etin kalitesi ve temizliği olduğunu söyleyebiliriz.Ali usta hijyenik bir ortamda etsiz çiğ köfte yaparak sorunu çözmüş.

Müşterileri arasında  bölgenin bankacıları,yöneticileri,tüccar ve esnafı Ali ustanın çiğ köftesini yemek için sırada beklemeye razıdır.Ali usta için tarihi yarımadanın en çatlak esnafı  diyebilirsiniz.

Salih Seçkin Sevinç harbi yiyorum adlı kitabında Ali ustayı şu cümleler ile tarif ediyor.

"Ayağında lastik ayakkabıları ile tarihi yarımadanın en çatlak esnafı diyebileceğimiz Ali usta,kesinlikle yeme-içme tarihimizin ikonik bir figürüdür. onca kişiyi orada toplamasının yegane alamet-i farikası insanları gündelik hayatlarından soyutlayabilmeyi başarmasıdır.Ali usta başarılı bir performans sanatçısıdır aslında.Aklınızı alır!yere düşürdüğünüz çiğ köfteden özür bile diletir." 

Elinin bol olduğu söylenir.Her şeyiyle sınırları zorlar.Kısacası bir şov programı ile çiğ köftenizi yer ve oradan ayrılırsınız.
Etsiz çiğ köfteyi seviyorsanız işte size eşsiz bir mekan. Eminönü'ne gittiğinizde uğramayı unutmayın.

Çiğ Köfteci Ali Usta:

Hamidiye Türbesi Sk.Eminönü-İstanbul


12 Mayıs 2016 Perşembe

YEŞİLLİKLER İÇİNDE HAFTA SONU TATİLİ


SAPANCA'DA GÖL VE YEŞİLLİKLER İÇİNDE KISA BİR TATİLE NE DERSİNİZ?

 Bahar aylarının içinde bulunduğumuz şu günlerde havanın güzel olması  nedeniyle kısa  tatillerin hepimiz   için uygun olduğunu düşünüyorum. Hafta  içi yoğun iş temposundan uzaklaşmak istediğimizde yakın  mesafelerde  bulunan yerlerde tatilimizi geçirmek isteriz. Bunun için sizlere önerebileceğim  en ideal yerlerden biri Sapanca. Göl ve doğanın birbirini kucakladığı  yeşillikler diyarı sapanca muhteşem  doğası ile tatilcilere  göz kırpıyor. 

Sapanca'nın hemen çıkışında Ankara yönünde berceste de yapacağınız muhteşem bir kahvaltı ile kısa tatilinize başlayabilirsiniz.
Her bütçeye göre konaklama yerlerinin olduğu bu şirin kasabada sizlere daha önce yaptığım paylaşımlarda önerdiğim Aslı Bey Konağı İlkbahar da uygun fiyatları ile siz tatilcileri ağırlamak için sabırsızlanıyor. Rahat bir ortamda yeşil çimenlerle hizmete hazır bahçesi ile kendinizi evinizde hissedeceğiniz nefis bir butik otel sizleri bekliyor. Kısaca Otel'in tarihi ve hizmetlerini sizlere aşağıda bahsedeceğim. Mutlaka hafta sonu tatilini geçirmeniz gereken bir mekan. 


 

Sapanca’da tarihi bir mekan Aslı Bey Konağı.

1878 yılında Gürcistan'ın Batum kentinden Türkiye'ye göç eden Arslan Bey tarafından 1915 yılında Türk mimarisine bağlı kalınarak klasik bir konak olarak Sapanca da inşa ettirilmiştir. Tarih boyunca uzun yıllar aynı aileye mensup bireyler tarafından konak olarak kullanılmış ve zaman zaman tarihi dokusuna bağlı kalınarak kısmi onarımlar yaptırılmıştır.

Daha sonraları Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından  “ Korunması Gerekli Kültür Varlığı’’ olarak belirlenmiştir. Son Kuşak aile 2010 yılında gerekli onarımları yaparak bu tarihi konağa yerleşmiş ve 2014 yılına kadar  burada yaşamışlardır.2014 yılında konağı butik otele çevirme kararından sonra tarihi dokulara bağlı kalınarak restorasyonu yapılmış ve 2015 yılında hizmete açılmıştır.

2015 Yılında Aile tarafından tarihi ve kültürel dokusu korunarak 5 odalı  bir butik otele çevrilen konakta, siz de kuzine üzerinde kahvenizi yudumlayarak, Türk hamamı özelliği taşıyan kurnalı banyolarda, duş alarak rahatlamak isterseniz hafta sonu tatilinizi bu konakta geçirebilirsiniz. 
Bu  butik otelde ailenin üçüncü kuşak torunlarından Elif ve Muammer Karabulut sizlere harika bir konukseverlik ve güler yüzleri ile hizmet etmektedir. Sabah kahvaltılarında poğaça ve ev reçelleri ile pastaları mutlaka kaldığınız sürece denemelisiniz.

Eğer tarihi ve kültürel özellikleri korunmuş bu güzel butik otelde vakit geçirmek isterseniz İzmit'e sadece 20 dakika mesafede, Sapanca da Kemalettin Paşa Caddesi üzerinde bulunan Aslı Bey Konağı'nı mutlaka ziyaret ediniz.

Eğer bütçenize güveniyorsanız Güral Sapanca ve Richmond Nua'daharika bir hafta sonu tatili geçirebilirsiniz.

Güral Sapanca

Ormanın kenarında 5 yıldızlı Güral Sapanca süper konaklama tesisinde, hafta sonu tatilinde  konuklara Türk hamamı terapisi ve  geleneksel Bali masajı misafirlere sunulan hizmetler arasında yer alıyor.Ayrıca bu muhteşem otelde doğa yürüyüşleri ile çeşitli spor olanaklarından faydalanabilirsiniz.

Richmond Nua Wellness Spa:

Göl kıyısında ve yeşillikler içerisinde yer alan 5 yıldızlı otelde Spa ile ilgili her türlü olanaktan faydalanma imkanınız var.Otel de konaklama için kesinlikle çocuk alınmıyor.Tamamen sakin ve sessiz bir ortamda kendinize terapi yapabilirsiniz.











11 Mayıs 2016 Çarşamba

SOSYALİST KÜBA



Hepimiz yoğun çalışma hayatından arta kalan zamanlarımızı dinlenmek ve yeni yerleri keşfetmek adına seyahat ederek geçirmek istiyoruz.Diğer bloğumda genel olarak farklı konularda yaptığım paylaşımlar içerisinden seyahat ile ilgili içeriklerimi farklı bir blogda toplamak istedim.Bundan sonraki seyahat ve tatil ile ilgili paylaşımlarımı  geziyorum.blogspot.com adlı bloğumda paylaşmaya devam edeceğim.Ancak daha önceki seyahat ile ilgili içeriklerimi sizler için yeniden düzenleyerek blog içinde paylaşacağım. 

Bugünde sizlere Küba ile ilgili ikinci paylaşımımı yapacağım.Yeniden güncellenmiş Küba yazılarım ve bu tatil ile ilgili video paylaşımlarıma youtube kanalımda ulaşabilirsiniz.


Küba Seyahat anılarıma ait  resim ve makale içeriğini yeniden güncelledim.https://www.youtube.com/watch?v=H-aaY5UXUrU


Seyahatlarım arasında çok özel bir yeri olan Küba'yı bir kez daha ziyaret edebilme isteği hiçbir zaman kaybolmayacak gibi geliyor.Bu doğal ve enteresan ülkeyi,insanlarının sıcak kanlılığını asla unutmayacağım.Küba seyahatim boyunca ilginç bulduğum bir çok yeri resimledim.Burada hepsini paylaşamayacağım için video olarak sizler için düzenledim.Umarım keyif alarak izlersiniz.Aşağıda YouTube  kanalıma tıklayarak seyredebilirsiniz.




Uzun zamandır seyahatlerim ile ilgili yazı yazmak ve çeşitli ülkelerde gördüğüm kültür, gelenek ve din ile ilgili farklılıkları sizlerle paylaşmak istiyordum. Bugün sizlerle belki de hepinizin ilgisini çeken, yönetim şekliyle dünyada farklı bir yere sahip olan, Karayiplerde takımadalardan oluşan Küba seyahatim ile ilgili bilgiler aktaracağım. Havana Küba'nın başkenti ve en büyük şehridir. Küba'nın kuzeyinde Amerika, batısında Meksika ve Bahamalar, güneydoğusunda Haiti ile Dominik Cumhuriyeti Bulunmaktadır.



Küba tarih boyunca uzun yıllar İspanyolların sömürgesi olarak kalmış ve bu nedenle İspanyolca konuşulan en etkili dilleri. Daha sonraları Amerika Birleşik Devletlerini İspanyaya savaş açması ve bu savaştan galip çıkması sonrasında Amerikalıların işgali altında kalmış. Amerika'nın işgali altında kaldığı dönemlerde yapılan evlerin bir kısmı villa şeklinde ve sayfiye yerlerinde bulunmakta. Bu villaların birçoğu son derece bakımsız ve oturulmaz halde.Benim en çok dikkatimi çeken bazı evlerin çok bakımlı olması idi rehber arkadaşımızda aldığımız bilgiye göre buralarda yabancı ülkelerin konsolosları oturmakta veya onarılan bu evlerin bazıları işletmesi Küba devletinin ortak olması şartı ile yabancı yatırımcılara kiralanmış olanlar. Küba Devletinin çeşitli iş kollarında yabancılara iş olanakları tanıdığını ama her birine %51 oranında ortak olduğunu öğrendik.

Turizm olanaklarının son derece iyi olduğu bu ülkede, turizm tamamen devletin kontrolünde.  Kaldığımız otel Havana’nın merkezinde ve Küba'nın en iyi otellerinden biri idi.

1959 yılında Devrim’in yapılması ile başa Fidel Castro geliyor ve Amerika'nın izleri hızla silinmeye başlayarak Sovyetler Birliğinin etkisi ortaya çıkıyor. Geniş caddeler, bulvarlar ve yapılardaki Sovyetler birliğinin etkisi gezilerimizde hemen göze çarpıyor.

Kübalı gençlerin Beysbol hayatlarının bir parçası. Her köşe başında gençlerin olduğu yerlerde sıkı bir beysbol sohbetine rastlamak mümkün. Eczaneler, Bakkallar, alışveriş alanları bana 1970 yıllarının Türkiye’sini hatırlatıyor ve teknolojiden uzak bir hayatın özlemini ne kadar fazla duyduğumu hissediyorum. Devlet halkın bütün temel ihtiyaçlarını karşılıyor ve her birinin küçük ve eskide olsa bir evi var. Ve her evde olmazsa olmaz sallanan sandalye. Sallanan sandalye Kübalılar için çok önemli ve hemen hemen her evde var.

Küba'ya giderken yanıma aldığım Galatasaray bayrağını tekne gezisi ve gittiğimiz adada dalgalandırmayı unutmadığımı bir önceki yazımda paylaşmış resimleri de eklemiştim.Ancak Trabzonlu kardeşlerim benden bir gün sonra bayraklarını devrim meydanında açma gafletinde bulununca polisler etraflarını sardı.Dertlerini anlatana kadar epeyce zorlanmışlardı.



Gezimizin üçüncü gününde meşhur havana purolarının üretildiği ve devletin olan bir fabrikaya gezi düzenliyoruz. Fabrika içine girmeden içeride çalışan Kübalılardan alışveriş yapmamamız için uyarılıyoruz. İçeride bacakta sarılan bir puroya maalesef şahit olmuyoruz, dönüşte hediye vermek ve kendimiz için puro almayı da ihmal etmiyoruz.
Küba denilince klasik otomobilleri anlatmadan geçmek mümkün değil. Son derece bakımlı ve özel, klasik otomobil hayranlarını imrendirecek kadar güzel arabalar mevcut.

Küba halkı  son derece mutlu bir hayata sahip. Müzik ve dans hayatlarının bir parçası Cuma ve cumartesi geceleri sahil yol boyunca müzik ve dans ederek eğlenen insanlarla dolu. Gece kulüpleri gece geç vakitlere kadar açık ve adım atılacak yer yok diyebiliriz.

İsmimin bu kadar değerli olduğunu ilk kez Kübalılar bana hissettirdi. Bunun nedeni Atatürk'e olan hayranlıkları. İsmimin Mustafa Kemal Olduğunu öğrendiklerinde her Kübalının ooo deyişi ve yüzündeki gülümseme hep gözümün önünde. Özgürlük meydanına yakın yerdeki Atatürk büstü ile Atatürk ilkelerinden Halkçılık ders olarak okutulması bana ayrı birer gurur kaynağı oldu.

Küba ada olmasından dolayı deniz ürünleri ve kıyıları bakımından son derece zengin bir ülke. İyi bir yaz tatili için seçilebilecek en güzel yerlerden biri.Küba ya gidip de varadero sahilinde denize girmemek olmazdı.

10 Mayıs 2016 Salı

KÜBA DÜNYAYA AÇILMALI MI?

  Hafta sonunun keyfini evde çıkarmayı deniyorum.Gerçi yoğun iş temposu içerisinde,şantiyelerin ağırlığında geçen bir haftanın yorgunluğunu bir günde nasıl atabilirim?Gazeteleri okuyarak güne başladığımda dikkatimi Aslı Barış'ın kaleme aldığı Küba yazısı çekti.

Küba seyahatim sonrasında buradan ayrılırken, bu doğal ve enteresan ülkeyi bir kez daha görmeyi çok istediğimi hissettim.Küba halkının içtenliği,misafirperverliği ve samimi yaklaşımları seyahatim boyunca çok etkilemişti.Sizden hiç bir karşılık beklemeden evlerine davet etmeleri,sıcak yaklaşımları ve yaşama tutunuşları çok ilginç gelmişti.Endüstrileşen dünyada gezdiğim hiç bir ülkede bu tarz bir yaklaşım ile karşılaşmadığımı söyleyebilirim.

Ada ülkesi olan Küba da deniz gezisi yapmadan dönmek olmazdı.Bizde tekne  ile
yaptığımız gezide denizin keyfini çıkartmayı unutmadık.Yunusların bizim için yaptığı gösteri ise muhteşemdi.
Küba'ya kadar gidip şampiyon Galatasaray'ın bayrağını dalgalandırmadan yapamazdık.
Meksikalı turist grubu ile çabuk kaynaştık.      Tekne gezisinde GS bayrağı

Kübalının eğlence hayatı belkide hiç bir topluluğun başaramadığı kadar huzur verici.Hafta sonları Havana'nın
sahil boyunca,geniş caddelerinde,deniz kenarında bulunan kronman betonu üzerinde gitar ile yaptıkları müzik ve aldıkları alkol ile 2 gece sabahlara kadar eğlenebiliyorlar.Gece kulüpleri özellikle cumartesi günleri içeri girilemeyecek kadar dolu.

Yaşadıkları evlerin lüks'den uzak doğallığı,evlerinde olmazsa olmaz sallanan sandalyeleri ile Kübalı teknoloji ve endüstriden uzak yaşamında çok mutlu.Spora olan tutkuları onları Beysbol konusunda fanatikleştirmiş. Bizde futbola olan tutkunun aynısı Kübalılar da beysbol de var.Her köşe başında sıkı bir beysbol tartışmasını gençler arasında görebilirsiniz.

Dünyanın son günlerde Küba ya olan ilgisi Amerika'nın uyguladığı ambargoyu kaldırması ile artmakta.Amerikalı model ve modacılar ile film artistleri bu ülkeyi ziyaret etmeye başlamışlar.Peki Kübalı bu ilgiden memnun mu?Doğallığı ve basit yaşamı ve bunun getirdiği mutluluğu kaybetmekten endişeli mi.? 

Aslı Barış bugünkü yazısında paylaşmış,bende size Bu paragrafı aynen aktaracağım.

2008'de ağabeyi Fidel Castro'dan bayrağı devralarak kominist sistemi sürdüren Raul Castro'nun kızı Mariela Castro bu ani akını şöyle açıklıyor:

"Küba dünyaya değil,dünya Küba'ya açılıyor.Herkes buraya gelip yasak meyveden tatmak istiyor.Keşfetmek,kokusunu içine çekmek,tadını çıkarmak.."

Çok güzel ifade etmiş Mariela ,söylediğini anlayabilmek ancak Kübayı görmek ile mümkün.Küba bugünkü güzelliğini,sahip olduğu değerleri kaybetmeden bir kez daha görmeyi çok isterim.Sabah gazeteleri okurken okuduğum ilgili yazı, tekrar kısa da olsa bu güzel ülke ile ilgili fikirlerimi   yazmama neden oldu.Hepinize iyi tatiller.

















POPÜLER MEKANLAR

İSTANBUL'DA PLAJ KEYFİNİ SEDEF ADASI'NDA YAŞAYIN

 Cumartesi gününü Sedef Adası'nda geçirince buradaki güzellikleri sizlerle paylaşmaya karar verdim.  Sedef Adası İstanbullular tarafın...