11 Mayıs 2016 Çarşamba

SOSYALİST KÜBA



Hepimiz yoğun çalışma hayatından arta kalan zamanlarımızı dinlenmek ve yeni yerleri keşfetmek adına seyahat ederek geçirmek istiyoruz.Diğer bloğumda genel olarak farklı konularda yaptığım paylaşımlar içerisinden seyahat ile ilgili içeriklerimi farklı bir blogda toplamak istedim.Bundan sonraki seyahat ve tatil ile ilgili paylaşımlarımı  geziyorum.blogspot.com adlı bloğumda paylaşmaya devam edeceğim.Ancak daha önceki seyahat ile ilgili içeriklerimi sizler için yeniden düzenleyerek blog içinde paylaşacağım. 

Bugünde sizlere Küba ile ilgili ikinci paylaşımımı yapacağım.Yeniden güncellenmiş Küba yazılarım ve bu tatil ile ilgili video paylaşımlarıma youtube kanalımda ulaşabilirsiniz.


Küba Seyahat anılarıma ait  resim ve makale içeriğini yeniden güncelledim.https://www.youtube.com/watch?v=H-aaY5UXUrU


Seyahatlarım arasında çok özel bir yeri olan Küba'yı bir kez daha ziyaret edebilme isteği hiçbir zaman kaybolmayacak gibi geliyor.Bu doğal ve enteresan ülkeyi,insanlarının sıcak kanlılığını asla unutmayacağım.Küba seyahatim boyunca ilginç bulduğum bir çok yeri resimledim.Burada hepsini paylaşamayacağım için video olarak sizler için düzenledim.Umarım keyif alarak izlersiniz.Aşağıda YouTube  kanalıma tıklayarak seyredebilirsiniz.




Uzun zamandır seyahatlerim ile ilgili yazı yazmak ve çeşitli ülkelerde gördüğüm kültür, gelenek ve din ile ilgili farklılıkları sizlerle paylaşmak istiyordum. Bugün sizlerle belki de hepinizin ilgisini çeken, yönetim şekliyle dünyada farklı bir yere sahip olan, Karayiplerde takımadalardan oluşan Küba seyahatim ile ilgili bilgiler aktaracağım. Havana Küba'nın başkenti ve en büyük şehridir. Küba'nın kuzeyinde Amerika, batısında Meksika ve Bahamalar, güneydoğusunda Haiti ile Dominik Cumhuriyeti Bulunmaktadır.



Küba tarih boyunca uzun yıllar İspanyolların sömürgesi olarak kalmış ve bu nedenle İspanyolca konuşulan en etkili dilleri. Daha sonraları Amerika Birleşik Devletlerini İspanyaya savaş açması ve bu savaştan galip çıkması sonrasında Amerikalıların işgali altında kalmış. Amerika'nın işgali altında kaldığı dönemlerde yapılan evlerin bir kısmı villa şeklinde ve sayfiye yerlerinde bulunmakta. Bu villaların birçoğu son derece bakımsız ve oturulmaz halde.Benim en çok dikkatimi çeken bazı evlerin çok bakımlı olması idi rehber arkadaşımızda aldığımız bilgiye göre buralarda yabancı ülkelerin konsolosları oturmakta veya onarılan bu evlerin bazıları işletmesi Küba devletinin ortak olması şartı ile yabancı yatırımcılara kiralanmış olanlar. Küba Devletinin çeşitli iş kollarında yabancılara iş olanakları tanıdığını ama her birine %51 oranında ortak olduğunu öğrendik.

Turizm olanaklarının son derece iyi olduğu bu ülkede, turizm tamamen devletin kontrolünde.  Kaldığımız otel Havana’nın merkezinde ve Küba'nın en iyi otellerinden biri idi.

1959 yılında Devrim’in yapılması ile başa Fidel Castro geliyor ve Amerika'nın izleri hızla silinmeye başlayarak Sovyetler Birliğinin etkisi ortaya çıkıyor. Geniş caddeler, bulvarlar ve yapılardaki Sovyetler birliğinin etkisi gezilerimizde hemen göze çarpıyor.

Kübalı gençlerin Beysbol hayatlarının bir parçası. Her köşe başında gençlerin olduğu yerlerde sıkı bir beysbol sohbetine rastlamak mümkün. Eczaneler, Bakkallar, alışveriş alanları bana 1970 yıllarının Türkiye’sini hatırlatıyor ve teknolojiden uzak bir hayatın özlemini ne kadar fazla duyduğumu hissediyorum. Devlet halkın bütün temel ihtiyaçlarını karşılıyor ve her birinin küçük ve eskide olsa bir evi var. Ve her evde olmazsa olmaz sallanan sandalye. Sallanan sandalye Kübalılar için çok önemli ve hemen hemen her evde var.

Küba'ya giderken yanıma aldığım Galatasaray bayrağını tekne gezisi ve gittiğimiz adada dalgalandırmayı unutmadığımı bir önceki yazımda paylaşmış resimleri de eklemiştim.Ancak Trabzonlu kardeşlerim benden bir gün sonra bayraklarını devrim meydanında açma gafletinde bulununca polisler etraflarını sardı.Dertlerini anlatana kadar epeyce zorlanmışlardı.



Gezimizin üçüncü gününde meşhur havana purolarının üretildiği ve devletin olan bir fabrikaya gezi düzenliyoruz. Fabrika içine girmeden içeride çalışan Kübalılardan alışveriş yapmamamız için uyarılıyoruz. İçeride bacakta sarılan bir puroya maalesef şahit olmuyoruz, dönüşte hediye vermek ve kendimiz için puro almayı da ihmal etmiyoruz.
Küba denilince klasik otomobilleri anlatmadan geçmek mümkün değil. Son derece bakımlı ve özel, klasik otomobil hayranlarını imrendirecek kadar güzel arabalar mevcut.

Küba halkı  son derece mutlu bir hayata sahip. Müzik ve dans hayatlarının bir parçası Cuma ve cumartesi geceleri sahil yol boyunca müzik ve dans ederek eğlenen insanlarla dolu. Gece kulüpleri gece geç vakitlere kadar açık ve adım atılacak yer yok diyebiliriz.

İsmimin bu kadar değerli olduğunu ilk kez Kübalılar bana hissettirdi. Bunun nedeni Atatürk'e olan hayranlıkları. İsmimin Mustafa Kemal Olduğunu öğrendiklerinde her Kübalının ooo deyişi ve yüzündeki gülümseme hep gözümün önünde. Özgürlük meydanına yakın yerdeki Atatürk büstü ile Atatürk ilkelerinden Halkçılık ders olarak okutulması bana ayrı birer gurur kaynağı oldu.

Küba ada olmasından dolayı deniz ürünleri ve kıyıları bakımından son derece zengin bir ülke. İyi bir yaz tatili için seçilebilecek en güzel yerlerden biri.Küba ya gidip de varadero sahilinde denize girmemek olmazdı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

POPÜLER MEKANLAR

İSTANBUL'DA PLAJ KEYFİNİ SEDEF ADASI'NDA YAŞAYIN

 Cumartesi gününü Sedef Adası'nda geçirince buradaki güzellikleri sizlerle paylaşmaya karar verdim.  Sedef Adası İstanbullular tarafın...